YALACIK KÖYÜ
Bolu İli Dörtdivan İlçesi'ne bağlı olup, 40,720001 enlemi ve 32,060001 boylamı koordinatlarında yer alır. Geçimini çiftçilik ve hayvancılıkla sağlar. Köy sakinlerinin çoğu ağırlıklı olarak İstanbul ve Ankara'ya geçimini sağlamak üzere göç etmiştir. Ama hiçbir zaman köyü ile bağlantılarını koparmamışlardır.
2010 Yılı sonu İtibarı ile Adrese Dayalı Nüfus Sayımına göre Nüfusu; 103’ü Erkek 119’u Kadın olmak üzere Toplam: 222’dir.
YALACIK KÖYÜ KONUMU
Bulunduğu İl: Bolu
Bulunduğu İlçe: Dörtdivan
İlçe Enlemi: 40,720001
İlçe Boylamı: 32,060001
Telefon kodu: 374
Posta kodu: 14910
KÖY MUHTARI:
Celal KADIOĞLU 0532 4111374
AZALAR:
Şahabettin ESEN 0537 5629960
Süleyman ÇETİNKAYA 0535 4912142
Hüseyin ERDOĞAN 0538 8421256
Ali Osman AYDEMİR 0538 2533047
YALACIK KÖYÜ
Yalacık Köyü; Batı Karadeniz bölgesinin güzel illerinden biri olan Bolu ilimize bağlı Dörtdivan ilçesi sınırları içerisinde 40,720001 enlemi ve 32,060001 boylamı koordinatlarında yer alır.
Yalacık köyü Dörtdivan’a 5 km, Gerede ilçesine 25 km Ankara’ya 176 km uzaklıktadır. Ulaşımı karayolu ile sağlanmaktadır. Köyümüz ovalıktır. İklim açısından yazları serin kışları ise çok soğuk olarak geçmektedir. En çok yağmurda nisan, mayıs aylarında yağmaktadır. Köy halkı tarım, hayvancılık ve ziraatla uğraşmaktadır.
Arazinin nüfusa oranla az olması sebebiyle köy halkı zamanla Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlere göç etmiştir. Köyde kalan halk ise genellikle buğday, arpa ve patates yetiştiriciliği yapıp geçimini sağlamaktadır. Köyde bir cami bulunmaktadır. Gün yüzüne çıkmış tarihi eser ve kalıntıları olmamakla birlikte mevki olarak geçmişi çok eskilere kadar uzanan bir bölgede yer almaktadır.
Yaylası; Yayla turizmciliğine elverişli olup, çok güzeldir. Köy halkının çoğu yaylaya giderken son yıllarda göç nedeniyle bu rakam gittikçe azalmıştır. Aşağı yayla ve yukarı yayla olmak üzere iki yerleşim yeri mevcuttu. Aşağı yayla köye yakın olup hayvan besiciliği yapanlar kışa kadar burada durarak hayvanlarını beslerlerdi. Yukarı yaylada sadece Haziran ve Temmuz aylarında kalarak kış hazırlıkları gerçekleştirilirdi. Yağını, yoğurdunu, tarhanasını, peynirini, keşini hazırlardı. Fakat günümüzde aşağı yaylaya çıkılmamaktadır. Yukarı yaylada ise birkaç hane yaşar hale gelmiştir. Önümüzdeki yıllarda bunlar da terk edilerek yaylamız sessizliğe bürünecektir. Hâlbuki yeni nesli birbiriyle tanıştırıp kaynaştırırsak yaylalarda bir araya gelir dostlukları pekiştirirler. O güzelim doğa ile içe olarak bir hafta sonunu ya da bir ayı neşe ve mutluluk içerisinde yaşarlar.
YERLEŞİM:
Yalacık köyü şu anda bulunduğu tepede olmayıp, büyüklerimizin bahsettiği ev köy yeri diye adlandırdıkları tarlaların üzerinde ve şu anda kullanılmakta bulunan mezarlığın yanında yerleşim halindeymiş. Mezarlık komşu köyümüz olan Çardak köyünün altındadır. Gün geçtikçe nüfusun artması ve geçim kaynaklarının tarım olması münasebetiyle oturdukları alanları tarlaya dönüştürerek şimdiki bulunan yere yerleşmişlerdir. Eski hanelerin, evlerin, ağılların, samanlıkların bulundukları yerleri tarıma elverişli hale getirerek ekip, biçmeye başlamışlar ve günümüze kadar gelmişlerdir. Peki, bu gün o alanlar yeterlimidir. Hayır.
GÖÇLER VE YAŞAM:
Daha önceleri tarımın yanı sıra baba mesleği diye adlandırdığımız mesleklere yönelerek yeni geçim kaynakları yaratan köylülerimiz Ankara ve İstanbul da inşaatlarda buldukları iş süresince çalışarak ailelerine katkı sağlıyorlardı. Yılın 3-4 ayında gurbette çalışıp, güz mevsiminde de tarladaki mahsullerini kaldırmaya bakıyorlardı. İnşaatlarda boyacı, sıvacı, kalıpçı, marangoz vb. meslekler onlar için gözde meslek olmuştu. Bu arada yurtdışına açılan ve orada geçimlerini sağlamaya çalışanlar var ve halen Almanya ve Fransa gibi Avrupa ülkelerinde bulunmaktadır.
Ankara da kamu kesiminde ya da özel bir şirkette işe giren, imamlık yapan köylülerimiz ise çocuklarını büyük şehirlerde yetiştirmeye başlamışlardır. Gurbet ellerde serbest piyasada çalışırken hayatın acımasızlığı ile karşılaşanlar çocuklarını da yanlarına alarak aile bütçesine katkı sağlamaya çalışmışlardır. Büyük şehirlerin cazibesi onları kentli yapmaya sevk ederek bir bir büyük şehirlere yerleşme başlamıştır. Bu hem iyi hem de kötü olmuştur. Kötü yönü köyden uzaklaşıp, hane sayısının düşmesine yeni neslin sılasına toprağına uzak kalmasına vesile olmuştur. İyi yönü ise yeni neslin bilgili kültürlü yetişmesini sağlamıştır. Daha önceleri okuma yazma oranı düşük iken şimdi her haneden okuyan yüksek okulu bitiren çıkmaktadır. Geçim alanları da değişmiştir. Acı olan bir gerçek de köyümüzde bulunan okul kapatılarak köyde kalan çocukların taşıma sistemi ile başka köy okullarına gitmesidir.,
NÜFUS:
2007 Yılı sonu İtibarı ile Adrese Dayalı Nüfus Sayımına göre Köyümüzün Nüfusu 107'si Erkek 114'ü Kadın olmak üzere Toplam 221 dir. Araştırmalara göre Ankara, İstanbul ve diğer illerde yaşayan köylülerimizle birlikte köyümüzün nüfusu bini geçmektedir. Ankara 600 civarında birinci İstanbul 300 civarında ikinci gelmektedir. Nüfusun kalan diğer kısmı ise diğer illerde ve yurtdışında bulunmaktadır. Her nerede olursak olalım unutmayalım ki orda bir köy var o köy bizim köyümüz. Köylülerimizi bir araya getirmek onları birbirleriyle tanıştırıp kaynaştırmak ve en önemlisi köyümüzün kalkınmasını sağlamak için bir an evvel dernek faaliyetine geçilmesi gerekmektedir. Birlik içinde geleceğe güvenle bakmalıyız.
BİR OLMAKTANSA BİRLİK OLUP, BAŞARILARA İMZA ATALIM.
LAKAPLAR:
Köyümüzde bulunan ailelerin (sülalerin) çeşitli lakapları bulunmaktadır. Genelde aileler bu lakaplarla anılmaktadır.
Arifgil, Azizler, Atcıgil, Balcıgil, Baklacıgil, Cinmemetgil, Çağalıgil, Çırımlıgil, Çikinler Çönegil, Doruklar, Dudugil, Duduşgil, Ebegil, Elikiğagil, Erkekgil, Eşigil, Eyriler, Güççekler, Güdümengil, Gıcılar, Gıvırgil, Gambeller, Gabdanlar, Hanifegil, İzzetgil, Kütselimgil, Koyunaligil, Kocakulakgil, Körağagil, Kibarlar, Mollagil, Mollamingil, Mıstıkgil, Mevlütgil, Puhlar, Sakızcıgil, Samutgil, Selimgil,Şeytanlar, Teccallar, Tiritler, Paşalıgil, Pilavcıgil, Pöstenler, Ömergil, Yumuklar, Zeybekgil, Zahidegil, Zencilligil,
MUHTAR:
Celal KADIOĞLU (Cep Tel: 0532 4111374)
AZALAR:
Ali Osman AYDEMİR,
Kemal DOĞANGÜN,
Süleyman ÇETİNKAYA ve
Şehabettin ESEN
Ramazan YAMAN (Doruklar) Ankara
YALACIK KÖYÜ
Şirin köyümüz batı Karadeniz bölgesinin güzel ilinden biri olan Bolu iline bağlı Dörtdivan ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır.
Kısaca şuna değinmek isterim; Dörtdivan adının anlamı evliya çelebinin seyahatnamesine göre Selçuklular devrinde sultan 1. Alaadin keykubat Bolu Beyi iken bu dağları fetih ettikçe istirahat vermek için divan küsü çaldırdığı yerlerdir ki; bu yerlere divan adı verilmiştir. Bu divanlar önceleri 7 tane iken zamanla üçe düşmüş, diğerleri ilçede birleşerek Dörtdivan adını almıştır. Tarihçesi çok eskidir.
Yalacık köyümüz Dörtdivan’a 5 km, Gerede ilçemize 25 km Ankaraya 176 km uzaklıktadır. Ulaşımı karayolu ile sağlanmaktadır. Ankaraya ve İstanbul a gün içinde dörtdivandan seferler bulunmaktadır. Köyümüz ovalıktır. İklim açısından yazları serin(hatta soba bile yakılmaktadır) kışları ise çok soğuk olarak geçmektedir. En çok yağmurda nisan, mayıs aylarında yağmaktadır. Köy halkı tarım , hayvancılık ve ziraatla uğraşmaktadır. Her köyde olduğu gibi bizim köyde de sülalere lakaplar takılmıştır. Bildiğim kadarıyla bazıları : pilavcıgil, mollemingil, güççekler, doruklar, teccallar, ebegil, hanifegil, yumuklar, kaptanlar, kıyıcılar, atcıgil, şeytanlar, mevlütgil, zencirligil, çırımlıgil, ömergil, dudigil, sakızcıgil, arifgil, balcıgil, paşalıgil,.
Arazinin nüfusa oranla az olması sebebiyle köy halkı zamanla Ankara ve İstanbul gibi Büyükşehirlere göç etmiştir. Okuma yazma oranı düşüktür. Köyde kalan halk ise genellikle buğday, arpa ve patates yetiştiriciliği yapıp geçimini sağlamaktadır. Köyümüzde 1 okul, 1 cami bulunmaktadır. Köyümüzde tarihi eser ve kalıntıları yoktur.yaylası çok güzeldir.eski yıllarda köy halkının çoğu yaylara giderken , son yıllarda bu rakam gittikçe azalmıştır.
Meral UMAN (pilavcıgil) Ankara